öncelikle şunu belirtmek isterim ki afişinde, fragmanında veya kadrosunun içinde şafak sezer, peker açıkalın, mehmet ali erbil veya ersin korkut’un yer aldığı herhangi bir absürt komedi filmine bile isteye bilet alarak sinemasına gidip sonrada ”film çok kötüydü, parama yazık” derseniz o filmler müstehaktır size.
mantık çok basit; bu filmler büyük yapımlara oranla çok ucuza çıkıyor, öte yandan en az o büyük yapımlar kadar hasılat topluyor. bırakın recep ivedik’i varlığından bile haberdar olmadığımız komedi filmleri maliyetinin bilmem kaç katı para kazanmış. türk sineması herhangi bir türde büyük yapım üretemiyor. küçük paralarla da iyi macera filmi, korku-gerilim çekilemiyor; dramalar daha küçük paralara çekilseler de gişede başarılı olamıyorlar…
haliyle sinema sektöründe de bütün meydan bu komedilere kalıyor.
onun için bu tarz filmleri izlemeden önce iki kere düşünerek ya boşuna para verip sinemada izlemeyin ki nasıl olsa 1 seneye kalmaz tvler yayınlamaya başlar, ya da zaten konusundan ve oyuncularından ne menem bir şey olacağı az çok belli olan bu tarz flmleri izlerken sadece eğlenmek ve gülmek için izleyin. inanın bana hiç kasmayıp ne bir inception mantığı ve kurgusu aramayıp, ersin korkut ve özge ulusoy aşkından p.s: i love you romantizmi beklemeyip tüm entel kimliği bir kenara bırakıp sadece filmi izlediğimde çok güldüm. belki şafak sezer olsaydı daha az gülerdim ama bir çok sahnede filmi durdurup anıra anıra güldüğümü biliyorum.
belki şimdi kendimle çelişkiye düşüp neden maskeli beşler serisine veya kel oğlan kara prens filmine gülmeyip bol bol küfür, bol bol bel altı esprisi ve bol bol yellenme efekti olan bu filme çok güldüm inanın bende bilmiyorum. sanırım işin sırrı ve kehanet dediğim gibi tüm ön yargılarınızdan arınarak beklentinizi minimuma indirerek bir cem yılmaz klasikleri beklemeyerek sadece filmi izlemiş olarak izlemektir. kısa bir not; ilk film kutsal damacanayı da izlemedim.
filmle ilgili tek handikap bence adı olmuş. sanırım yönetmen ve yapımcı, kamuoyunun dediği gibi ilk filmin adıyla kendine etiket yapıp gişeden seyirci ve hasılat meyvelerini toplamak istediği için bu ”kutsal damacana” ismini seçmiş ama filmin adıyla, adının da filmle alakası yok. iyi seyirler…