
Su , temel besin ve mineral kaynağı , yaşamın oluşması ve sürmesi için gereken en temel madde. ‘’Her şeyin başı su’’. Dünya’da nüfusun kontrolsüz artışı sonucu kaynaklarımız azalıyor. Bu kaynaklardan en ama en önemlisi su. Bilinçsiz sanayileşme ve bilinçsiz tarım , bu probleme yol açan en önemli iki faktör. Su kıtlığı yaşayan birçok büyük ülke var. Bu ülkeler arasında Hindistan 1 milyar 360 bin (2018) nüfusu ile en önemlisi.

Hindistan, Dünya’nın en büyük nüfusa sahip ikinci ülkesi, son 20 yıldır su kıtlığı ile karşı karşıya. Özellikle son 5 yılda bu problem daha çarpıcı hale geldi. Yerel kaynaklar bunun en anlaşılır sebeplerinden biri olarak ülkenin kuzeyinde yer alan sulak tarlaları gösteriyor. Hint çiftçiler yer altından su çekebilmek için çok cüzi miktarlar ödüyor. Denetimin az olmasıyla beraber yer altındaki aşırı su kaybı bir süre sonra gün yüzüne çıkıyor. Çiftçilerin genel olarak sulak alanlarda yetişen ve aşırı suya ihtiyacı olan ürünleri üretmeyi tercih etmesi de büyük bir etken.

Dünya Kaynakları Enstitüsü’ne göre Hindistan dünyanın en çok su stresi yaşayan 13. ülkesi konumunda. Hindistan’ın 6. en büyük şehri Chennai dahil birçok büyük şehir su sıkıntısı çekiyor.

2030 yılında ülke çapında su talebinin iki katına çıkması bekleniyor. Önümüzdeki 10 yılın sonunda Hindistan’da toplumun %40’ının su kıtlığı çekeceği tahmin ediliyor. Hindistan Devleti yeni tamamladıkları 5 yıllık kalkınma planında halkın içme suyuna ulaşması konusunu ilk sıraya aldı. Hükümet suyun korunmasını bir ulusal öncelik haline getirdi ve bunun uygulamalarını okullarda yapmakta. Hedef içme suyuna erişimi %100’e çıkarmak ve damla sulama sistemlerini yaygınlaştırarak yer altı sularının korumak.

Ülkemiz dahil olmak üzere dünyanın hemen hemen her ülkesinde böyle kritik konularda uygulamaya geçileceğine dair sözler ve vaatler verilir. Bu vaatleri ne kadar gerçekleştirirler orası meçhul. Bilinen en doğru şey doğaya nasıl davranırsanız davranın doğa size aynı karşılığı geri verir.

Kaynak: Wall Street Journal // World Resources Instıtute