
Halide Edib Adıvar’ ın Ateşten Gömlek adlı eserinden ilham alınarak Ziya Öztan yönetmenliğinde TRT aracılığıyla yayınlanmış olan Ateşten Günler adlı dizinin, kitabın ne tam olarak bir görsel sergisi olduğunu ne de kitaptan bağımsız ve onu yeterince yansıtamayan bir eser olduğunu iddia edebiliriz. Kitabın izlerine bariz bir şekilde rastlanan sahnelerle beraber, kitapta yeterince yansıtılamamış savaş ruhunu dizide daha derinden ve etkileyici bir biçimde görmekteyiz.
Ateşten Gömlek okunurken, arka fonda işleyen savaştan ziyade, Peyami, Ayşe ve İhsan üçlüsü arasında geçen bir aşk hikayesinin ezgisi hissedilir, çünkü kitabın başkahramanı olan Peyami ve onun kadar önplanda olmasa da İhsan, vatan uğruna değil Ayşe uğruna canla başla savaşır gibi gösterilmişti. Bu nedenle dizinin milli mücadele coşkusunu canlandırmak ve o savaştaki kaos ortamını hissettirmek açısından, görsel öğelerin de yardımıyla ( hastanelerdeki yaralı askerler yada savaş sahneleri, özellikle son bölümde Peyami’nin silahı alıp savaşanların arasına karışması) daha başarılı olduğunu düşünmemek elde değildir.
Dizideki oyuncular başarılı ve tanınmış yüzler olmasına rağmen, bilinen bir kitabın dizi senaryosu olmasının verdiği baskıdan mıdır bilinmez, samimi durmamaları, oyunculuğun sergilenmesinden ziyade ezberlenmiş sözlerin gereken sahnelerde dile getiriliyormuş gibi sezdirilmesi diziyi biraz sıkıcı hale getirmiştir. Bunda, senaryonun ciddiyeti ve hassasiyeti de önemli bir rol oynamaktadır. Bir de ateşten bir gömleği giydirecek kadar acı veren bir aşkı yaşayan insanların donuk bakışlar ve tepkisiz tavırları samimiyetsizliği daha da arttırmıştır. Kitabı okurken hayalde canlanan Peyami nedense yaşı biliniyor olmasına rağmen daha genç daha candan biriydi ve onun soğuk ve katı duruşu gördüğüm ilk sahneden itibaren diziyi daha da itici bir hale getirdi. Böyle bir esere ve kaliteli oyunculara karşı saygısız eleştiri yapmak amacım olmamakla beraber izlerken hissettiklerimi yansıtmaya çalışmaktayım. Karakterlerin konuşmalarına tekrar değinecek olursak, heyecansızlık ve samimiyetsizliği bir kenara bırakırsak, vurgular o kadar yerinde ve o kadar kusursuz yapılmıştı ki gözlerim kapalı sadece dinliyor olsam haftalarca çalışılmış bir konuşma büyük bir kalabalık karşısında yapılıyor zannederdim.
Karakterlerin yansıtılmasını inceleyecek olursak, Salime Hanım kitapta anlatıldığından çok daha ağır bir şekilde kalitesiz bir konuma yerleştirilmiştir ve diziyi izleyen herhangi biri yönetmenin onun tarafında olmadığını çok açık bir şekilde sezebilir. Yapmacık konuşmaları ve Türk milletini acınası bir duruma koyma çabaları, ya da milletimizi düşmanların merhametine sığınmakla kurtarma saçmalıkları, onu iyice basitleştirmiştir. Hele ki Mr. Cook un olduğu sahnede Ayşe’den kendini acındırmasını istemesi Mr. Cook gibi milletimizi suçlu gören ve bizden özür bekleyen bir adamın yanında durması onu iyice tepki toplayan bir karakter konumuna sürüklemiştir. Halide Edib’in ruhunda var olan ‘ milletler kardeşimiz, hükümetler düşmanımızdır’ fikrine dizide pek karşılaşamadım. Aksine himayecilik fikri Ayşe karakterinin yüceltilmesiyle beraber ayaklar altına alınmıştır. Peyami’ nin annesi Salime Hanım da kitapta anlatıldığı gibi evinde İngiliz yanlılarını ağırlayan, Ayşe’ ye Mr. Cook’ a verdiği tepkiden sonra tavır değiştiren klasik bir Şişli hanımıdır.
Cemal Anadolu’dan gelen tipik bir vatan evladıdır. Kendini vatanına ve kardeşinin mutluluğuna adamıştır. Kitapta aktarılan Cemal ile dizideki Cemal arasında belirgin bir farklılık görülmemiştir. İhsan ise kitapta canlandırılanın dışında daha soğuk daha samimiyetsiz görünmekteydi, önünde duvarları olan ne hissettiği tam olarak anlaşılamayan, sevgisini anlatırken bile önünde yıkılamayacak duvarlar duran iri yarı sert bir erkeği canlandırmıştır. Kitaptan ilham aldığım kadarıyla nedense hayalimde daha çok aşık sakin karakterli bir İhsan canlanmıştı. Ancak dizi aşkın sadece dayanılmaz bir acı çeken genç karakterler arasında olmaktan ziyade, yaşı ilerlemiş, olgun ve güçlü görünen insanların da içini kemirebilen, dimdik dursa da gözleri sert ve ifadesiz bakan insanların da içini yakabilen bir olgu olduğunu göstermiştir. Buna rağmen, daha önce kitabı okumamış ve İhsan’ ın aşkını hissedememiş olsaydım dizi de bu aşkı göremez ve İhsan karakterini itici bulurdum. Ateşten Günler, ateşten gömleği giyen İhsan’ın vatan sevgisini ve güçlülüğünü yeterince yüceltmiş olsa da aşkına gereken değeri verememiştir diye düşünmekteyim.
Zuhal Olcay tarafından canlandırılan Ayşe karakteri kitapta nedense daha bir Anadolu kadını olarak anlatılmaktaydı ancak dizide gayet düzgün konuşması olan bir kadındı. Bunun dışında kitapta olduğu gibi güçlü ve kendinden ödün vermeyen sivri konuşmaları olan bir kadın olarak karşımıza çıkmıştır. Mr. Cook’ a verdiği cevapla karakterinin gücünü ortaya koymuştur. Anlatıcı ve başkahraman olan Peyami ye gelince, kitapta hastanede yatan Peyami çok daha güçsüz ve muhtaç bir durumdaydı ancak dizide Peyami bu şekilde yansıtılmamıştır. Daha önce de belirttiğim gibi karakterlerde bir soğukluk ve duygularını açığa çıkaramama söz konusuydu. Kitaptan hayalimde yarattığım Peyami dizide olduğundan daha erken kendini Ayşe’ye ve vatana adamış gibiydi, ancak dizinin 4. bölümüne kadar Peyami’de hep bir geri durma söz konusuydu.
Tüm karakter değerlendirmeleri göz önüne alınacak olursa, bir kitabı okumak ve bir diziyi izlemek arasında bariz farklılıkların olduğu sonucuna varılır. Bir Salime karakterine bakarsak, kitapta bu kadar itici anlatılamayan Salime, dizide konuşmalarının görsellikle de canlandırılıyor olması üzerine daha gerçekçi ve daha belirgin bir karaktere kavuşmuştur. Oysa Peyami, kitapta anlatıcı karakterde bulunduğu için her sayfada aklından ne geçtiğini, neler hissettiğini tam olarak bize de hissettirmesine rağmen, dizideki hastahane sahnelerinde Peyami’nin yazdıklarını iç bir sesle dile getiriyor olması dışında hangi sahnede tam olarak ne hissettiğini yüzündeki ifadelerden ve tepkisizliklerinden algılayamadım. Kitabı daha önce okumamış olsaydım ne Peyami’yi ne de İhsan’ı candan bulamazdım. Kitap ve dizi benim gözümde birbirini harmanlayarak bir bütünü oluşturmuş ve Ateşten Gömlek’li Günler’i yaratmıştır.
Didem B.
OturanBilge.com