
Bir ülkenin dünya sinema ve televizyon kültürüne kattığı en büyük değerlerden bir tanesi de tartışmasız anime filmler ve diziler olarak kabul ediliyor. Doğu Asya’dan çıkıp dünyayı etkisi altına alan bu kültür bir çok kesimden insanı kendine bağlıyor. Animeler özellikle içerisinde barındırdıkları fantastik dünyalar, ilginç karakterler ve sıra dışı hikayeler ile batı dünyasında yüksek ilgi görüyor. Her tür de olduğu gibi baş yapıtların ve kötü yapımların yer aldığı anime dünyasında bazı filmler var ki kendine hayran bırakıyor.
İçindekiler
Ghost In The Shell
Tüm zamanların en çok izlenen anime filmlerinin başında gelen Ghost in the Shell dahi yönetmen Mamoru Ishii’nin ürünü. Aksiyon ve felsefe yüklü, bilim kurgu türü filmin popülaritesine karşı koyamayan Hollywood aynı isimli bir film çıkardı. Scarlett Johansson’ın oynadığı filmi izlemeyi düşünüyorsanız orijinalini izlemeden başına geçmeyin.
Spirited Away
Anime denince akla gelen isim Hayao Miyazaki. Neredeyse kötü bir yapımı bulunmayan Miyazaki’nin filmleri arasından Spirited Away’i ayıran bir özellik var. Spirited Away, Akademi Ödülü kazanmış bir anime. Miyazaki ve yapım şirketi Studio Ghibli’nin hayatımıza soktuğu mükemmel filmlerden biri olan Spirited Away’i izledikten sonra diğer filmleri de mutlaka görmek isteyeceksiniz.
Full Metal Alchemist: Brotherhood
Annelerini kaybeden iki erkek kardeş simya ilmi ile uğraşarak annelerini yeniden canlandırmayı amaçlamaktadır. Ancak işler ters gidince vücutları bozulan iki kardeş bu sefer önce kendilerini tekrar düzeltmek için çalışmaya başlarlar. Son derece dinamik ve içten bir ilişkiye sahip olan bu iki kardeşin yaşadıkları kesinlikle görmeye değer. Özellikle bilim kurgu severlere hitap etse de aslında çok farklı zevklere sahip olan izleyicileri de içine çekmeyi başarıyor.
Perfect Blue
Anime kültürünün bir başka efsane yönetmeni Satoshi Kon’un Perfect Blue yapımı modern bir klasik olarak kabul ediliyor. Tüm zamanların en başarılı yapımlarından birisi olan filmde eski bir pop yıldızının oyuncu olma hevesini ve delirme noktasına gelişini anlatan film gerçek bir psikolojik gerilim olarak kabul ediliyor. 2011 yılında düzenlenen Oscar Ödül Töreni’nde En İyi Film Ödülü sahibi olan Black Swan’ın yönetmeni Darren Aronofsky’nin filmi çekerken Perfect Blue’dan çok etkilendiği söyleniyor.
Metropolis
1927 yılında çıkan ve üzerinden 90 yıl geçmesine rağmen hala daha bilim kurgu sinemasının baş yapıtlarından birisi olan Metropolis filminden etkilenerek oluşturulan manga serisi, 2001 yılında anime filmi olarak beyaz perdedeki yerini aldı. Robotların ve insanların birlikte yaşadığı dünyada sınıf ayrımcılığını küçük bir çocuğun gözlerinden anlatan filmin animesi de başarılı yapımlar arasında yer alıyor.
Death Note
Üzerine adını yazdığı kişinin öldüğü bir defter bulan gencin yaşadıkları izleyicileri kendi içlerinde bir vicdan muhasebesine sevk ediyor. Aslında kulağa çok basit bir hikayeye sahip olsa da hikaye ileride basit bir defterden çıkıp bambaşka bir boyuta taşınıyor.